HEP AYNI NAKARATI DUYMAKTAN SIKILDIK!

Türkiye bulunduğu coğrafya itibarıyla çok kritik bir konumda. Bir taraftan Asya'nın Avrupa'ya açılan yüzü, bir taraftan Müslüman kimliği ile Ortadoğu bölgesinin demokratik yüzü. Yani iki arada bir derede... Bu yüzden çok hassas bir denge içerisinde diplomatik ilişkilerin sürdürülmesi gerekiyor.
İşte buna en son örnek; Gazze'ye gönderilen yardım filosuna yapılan İsrail saldırısı. Ne olursa olsun, bu bir insanlık ayıbıdır ve İsrail'in tarihinde bir kara leke olarak anılacaktır. Ve bu doğrultuda Başbakan Erdoğan'ın bu saldırının ardından biraz diplomatik dile uygun olmasa da yaptığı sert çıkış yerindedir ama bence şu gerçeği de unutmamak lazım!
Tek yardıma ihtiyacı olan halk Filistinliler mi? Ya Türkiye'nin kendi gerçekleri? Terör sorunu hala önemini koruyor. İsrail saldırısının olduğu gün İskenderun'da 5 gencimiz yine teröre kurban gitmedi mi? O gençlerin ne suçu vardı? Sadece vatani görevini yerine getirmek için orada olan henüz 20 yaşındaki gencecik insanların ölümünün ardından devletin elinden gelen yine 'Kanları yerde kalmayacak!' nakaratı mı olacak?
Ya işsizlik? "Kriz Türkiye'yi teğet geçti" derken kapanan işyerleri, işsiz kalan milyonlarca insan, parasızlık yüzünden bunalıma girip intihar eden insanlar...
Giderek zenginler lehine bozulan gelir dağılımı ve yok olan orta sınıf...
Kürt, alevi, çingene açılımı derken giderek kutuplaşan Türkiye halkı...
Evet, ülke olarak kritik bir noktadayız. Müslüman kimliğimiz bizi son zamanlarda Ortadoğu bölgesine daha fazla yakınlaştırdı ama kendi halkının sorunlarına sırtını dönen bir hükümet önümüzdeki seçimlerde hangi yüzle çıkıp oy isteyecek?

Yorumlar

Popüler Yayınlar