ÇİKOLATA CENNETİ BRÜKSEL
Atomium, Belçika'nın başkenti Brüksel'in adeta sembolü. 1958 yılında Expo '58 fuarı için yapılan anıt bina, André Waterkeyn tarafından tasarlanmış. 102 metre yüksekliğinde , dokuz çelik kürenin birleştirilmesinden oluşuyor. Demirin kristal kafes yapısının 165 milyon kez büyütülmesinden esinlenmiş. Küreler 12 boru ile birbirine bağlı. En yüksekteki küre Brüksel'in panoramik görüntüsüne hakim. Her küre 18 m çapında. Atomium'un mesajı ise 'Bir daha atom bombası atılmasın, savaşlar olmasın!'
Brüksel otomotiv müzesi
Parklar bir harika! Vücudun kıvrımlarına göre şekillendirilmiş banklardan herhalde İstanbul'da olsa, hiçkimse kalkmak istemezdi. Tam 'yan gel yat' moduna uygun...
Grand Palace, Brüksel'in en tarihi ve turistik yerlerinden birisi. Geniş kare şeklindeki bir avluya bakan tarihi binalardan gözünüzü alamıyorsunuz. Bazı binaların üzeri altın varak kaplama. Çoğu otel ve restoran olarak kullanılıyor. Özellikle kafeleri harika. Kuzey Avrupa'da olması nedeniyle yaz geceleri uzun geçiyor. Gece 22.00'a kadar hava aydınlık. Gündüz en yüksek 27 dereceye kadar hava sıcaklığının ardından aniden 10 dereceye kadar düşen sıcaklığın etkisiyle gecenin farkına varıyorsunuz. Yoksa hava 22.30'dan önce kararmıyor. Kışın ise tam tersi. Gündüzler daha kısa, geceler uzun ve kasvetli... Bu yüzden Brükselliler soğuk kış günlerinin kasvetini çikolata, bira ve patates kızartması ile telafi ediyormuş.
NE ALINABİLİR? NE YENİR?
Brüksel'in neyi meşhur diye sorarsanız çikolatası ve dantelleri. Özellikle Grand Palace meydanında yan yana dizilmiş bir sürü çikolatacı dükkanı var. En meşhuru ise Leonidas. Fıstıklı, likörlü, bademli çikolatalar... Hele çikolata şelalesi yok mu? Aman Allahım, bir an cennete mi düştüm diye kendi kendinize soruyorsunuz? Yoldan çıkmamak için iradenizin sağlam olması gerekiyor (Maalesef kiloymuş, diyetmiş demedim. Her birinin tadına baktım! ne olacak benim bu halim bilemiyorum...)
Yemek konusunda çok fazla öneride bulunamayacağım. Değişik lezzetlere kapalı ve tutucu biri olarak favorim patates kızartması. İstanbul'da restoranlardaki fabrikasyon patates kızartması ile hiç alakası yok. Sanki 'annenizin eli değmiş' gibi çok lezzetli! Üstelik sunumu da çok güzel. Bazı restoranlarda patates kızartması dondurma külahına benzer tabaklarda getiriliyor.
AFYONLULAR ŞEHRE HAKİM
Brüksel'de iki resmi dil var: Fransızca ve Flamanca. Belçika vatandaşlığını edinmek diğer AB ülkelerine kıyasla çok daha kolay olduğu için 1960'lardan itibaren kaydadeğer bir yabancı kökenli nüfus Brüksel'e yerleşmiş. Faslılardan sonra Afyon Emirdağ'dan göç eden Türkler ikinci sırada. Neredeyse her metrekareye bir Türk düşüyor. O yüzden kaybolsanız bile hiç dert değil! Hemen her köşe başında bir Türk'e rastlayıp gideceğiniz adresi öğrenebilirsiniz.
Brüksel'de iki resmi dil var: Fransızca ve Flamanca. Belçika vatandaşlığını edinmek diğer AB ülkelerine kıyasla çok daha kolay olduğu için 1960'lardan itibaren kaydadeğer bir yabancı kökenli nüfus Brüksel'e yerleşmiş. Faslılardan sonra Afyon Emirdağ'dan göç eden Türkler ikinci sırada. Neredeyse her metrekareye bir Türk düşüyor. O yüzden kaybolsanız bile hiç dert değil! Hemen her köşe başında bir Türk'e rastlayıp gideceğiniz adresi öğrenebilirsiniz.
Yorumlar