"TEK VE TEK BAŞINA TÜRKAN" MAGAZİNLEŞTİRİLMESİN!
Ayşe Kulin'in Türkan Saylan'ın hayatını anlatan "Tek ve Tek Başına Türkan" adlı biyografik romanını keyifle okudum. Ancak içinde sanki birşeyler eksikmiş gibi geldi bana. Roman, hayatını cüzam hastalığı ile mücadeleye ve kız çocuklarının eğitimine adayan Türkan Saylan portresinden daha çok tıp mesleğinde başarılı olmasına rağmen özel hayatında aradığı mutluluğu bulamayan Saylan'ı anlatıyor. Romanın ağırlıklı bölümünü Türkan Saylan ile çocukluk arkadaşı Gökşin Sanal'ın birbirine yazdığı mektuplar oluşturuyor. Her bir mektup çocukluk, genç kızlık, evlilik ve daha sonra meslek hayatında yaşadığı sıkıntıların birer özeti sanki... İlk aşkları, evlilikleri, 1950'li yıllarda çalışan evli bir kadın olarak yaşamanın zorlukları ise romanda öne çıkan diğer bölümler... Cüzam hastalığı ile savaşı ve kız çocuklarının eğitimine ilişkin yaptığı katkılar ise biraz daha arka planda kalmış. Bu romandan yola çıkarak çekilecek bir Türkan Saylan filmi ise onu tanımak, tıp dünyasına ve eğitime yaptığı katkıları topluma aktarmaktan çok magazin dünyasına malzeme olacak.
Yorumlar