ŞİDDET HABERLERİNİN VERİLMESİ NE KADAR DOĞRU?
Aile içi şiddet son yıllarda tavan yapmış durumda. Kimisi maddi sıkıntılar kimisi psikolojik sorunlar nedeniyle cinnet geçiriyor. Ve gözünü kırpmadan çocuk çoluk demeden bazen kendi ailesinin bile yaşama hakkını elinden alabiliyor. Bu yüzden her sabah gazetelerin üçüncü sayfasını korkuyla açıyorum. Televizyonda haber bültenlerinde şiddet içeren haberleri ise resmen zaplıyorum. Çünkü artık kan, vahşet ve insanlıktan çıkmış manzaralara dayanamıyorum. Ne yazık ki, yazılı ve görsel medyamız da bu tip haberleri en ince detayına kadar vermekten büyük keyif alıyor. Çünkü insanı değerlerin hiçe sayıldığı medyamızda, bütün politikalar daha fazla rating, daha fazla okuyucu hedefi üzerine kurulmuş. Halkı aydınlatmak ve bilgilendirmek gibi kamusal görevleri olan basınımız, bu tarz habercilik anlayışıyla acaba hangi kutsal görevini yerine getirmiş oluyor? Doğrusu, şiddet içeren haberlerinin herhangi bir süzgeçten geçmeden bütün ayrıntılarıyla verilmesini doğru bulmuyorum. Psikolog değilim ama uzmanlar bu tip haberlere yazılı ve görsel basında çok fazla yer verilmesinin, bazen kişiliği gelişmemiş ve ruh sağlığı bozuk kişiler açısından teşvik edici olabileceğini belirtiyor. Sonuçta; hem yazılı hem görsel medya kuruluşlarının haber politikalarını oluştururken sadece rating kaygısıyla hareket etmeleri, kamu hizmeti görevi ile de çelişiyor. Basınımızın, toplumsal sorumluluklarını unutmadan gerekirse sansürleyerek bu tip haberleri vermesi gerektiğine inanıyorum.
Fotoğraf, aydındogan.wordspress.com'dan alınmıştır.
Fotoğraf, aydındogan.wordspress.com'dan alınmıştır.
Yorumlar